Ya gitmek zorundaysak o doğduğumuz yerden, kısa da olsa, uzun da olsa yolumuz, göçmek zorundaysak, yanımızda ne kalır evimizden.
Kültürümüzü nasıl yanımızda taşırız, hangi bavula, hangi dimağa hayatımız sığar…
Su da göçer, üzüm de, hayatlar da göçer onlar ile. Döner göçünce başka ülkelere birden siyasi kılıklara girer, İstanbul’da çaylar Erzincanlı’dan, enginarlar Niğdeli’dendir. Zeytin köklenmiştir, etrafı göç eder…
O, memleketteki sofrasını mecburen bırakan ev kadınının kalbi göçmemiştir yıllar geçse de, hem ilk Türkler bu topraklara göçtüklerinde ne yemiş içmişlerdir, ilk yazılı yemekler nelerdir…
Öğrenci kutuları nane, tarhana kokar, başka bir toprakta armut ekmek arası parlar. Her lokmamızı ağzımıza atarken bir kahraman vardır arkasında emeği karşılıksız, ve insan, bu diyardan göçerken de son lokma ile veda eder…
Yemek ve Göç. Hayatımızın ortasıdır. Hayatın kendisidir.
3-4 Aralık 2022 tarihlerinde Özel Fener Rum Lisesi’nde gerçekleşecek.
bu, eski usul bir sempozyum.
Tuba Şatana, kurucu